EğitimGündemManşetSağlık

ÇOCUĞUNUZU KARNEYLE DEĞERLENDİRMEYİN!

Okulların yarıyıl tatiline gireceği zaman yaklaştıkça karne heyecanı ya da başka bir ifadeyle karne kaygısı hem öğrencilerde hem de ailelerde artıyor. Ailelerin karneyle ilgili yorumları, çocuğun karneye verdiği değeri de belirliyor.

Acıbadem Bodrum Hastanesi’nde görev yapan Uzman Klinik Psikolog Seren Öztoprak, “Karnesindeki düşük notlardan dolayı eleştirilen, suçlanan ya da cezalandırılan çocuklar ne yazık ki karneyi kendi değerlerinin bir göstergesi olarak algılıyor. Tam tersi durumda da öğrenci kendisini olduğundan daha değerli hissediyor” diyerek ailelerin çocuklarını doğru değerlendirmesi için şu kuralları paylaşıyor.

Onları koşulsuz sevdiğiniz mesajını her fırsatta verin

Çocuğun anne babasından gördüğü sevgi ve ilginin okul başarısından bağımsız olduğunu bilmesi çok önemli. Ebeveynlere düşen görev, her şeyden önce çocuklarını koşulsuz sevdiklerini onlara hissettirmek.

Her çocuğun farklı yetenekleri olduğunu unutmayın 

Çocukların her birinin eşsiz olduğunu ve bu nedenle çocuğu başkalarıyla karşılaştırmanın doğru olmadığını dile getiren Klinik Psikolog Seren Öztoprak, her çocuğun farklı yetenekleri olduğunun ve farklı alanlarda güçlükler yaşadıklarının unutulmaması gerektiğine dikkat çekiyor. Öztoprak, matematik, fen bilimleri ya da edebiyat gibi dersler dışında çocuğun resim, müzik, spor gibi alanlardaki başarılarına da vurgu yapılması gerektiğini dile getiriyor.

Çocuğunuzun mücadelesini destekleyin

Her çocuğun anlama kabiliyeti ve ayrıca kapasitesi farklıdır. Kötü karneyi düzeltmek mümkünken çocuğun ruhsal olarak incinmesini iyileştirmek o kadar da kolay olmayabiliyor. Bazı çocuklar gerçekten çalışmasına ve çaba göstermesine rağmen istedikleri sonuçları karnelerinde göremeyebiliyorlar. Öztoprak, “Burada anne babaya düşen görev sonuca odaklanmak değil, bir yandan çocuğun mücadelesini desteklerken diğer yandan da çocukla birlikte sorunun kaynağına inmek” diyor.

Karne bir ekip işidir, bunu hatırlayın

Öğrenciyi değerlendiren karne, aslında bir ekip işi. Bu ekipte yalnız çocuklar değil, aileler, öğretmenler ve okulun kendisi de bulunuyor. Eğer çocuğun karnesinde bir başarısızlık varsa bunun nedenlerinin dikkatle incelenmesi gerekiyor. Başarısızlığın okuldan mı, aileden mi, öğretmenden mi, çocukta olması muhtemel dikkat eksikliği gibi yapısal birtakım bozukluklardan mı yoksa çocuğun ruh dünyasında sıkıntı oluşturan bir takım psikolojik nedenlerden mi kaynaklandığının tespiti, başarısızlığın ortadan kaldırılmasının ilk adımı.  

Siz kendi karnenize de bakın

Eğer ortada bir başarısızlık varsa bunun sadece çocuğa ait olmadığını vurgulayan Psikolog Seren Öztoprak, anne babaların kendilerine şu soruları sormasını tavsiye ediyor:

  • Eğitim öğretim dönemi boyunca çocuğunuzun okul durumunu yakından gözlemlediniz mi?
  • Desteğe ve yardıma ihtiyaç duyduğu her noktada yanında olup yol gösterdiniz mi?
  • Çözüm yolları arayıp yardımcı oldunuz mu?

Bunları yapmayan ve çocuğu ile ne duygusal ne de akademik olarak yeterince ilgilenmeyen ebeveynlerin, dönem sonunda çocuğun karnesinde başarı eksikliği varsa bunda kendilerinin de payları olduğunu akılda tutmaları gerekiyor. Bu durumda olası çözüm yollarını araştırırken anne babanın kendi karnesine de bakması gerekiyor.

Üslubunuzu doğru ayarlayın, asla şiddete başvurmayın

Çocukla başarısızlığı hakkında konuşurken, onu anlamaya çalışan bir üslup içerisinde olmak çok önemli. Sözel ve fiziksel şiddetten kesinlikle kaçınılması gerektiğinin altını çizen Öztoprak, “Olumsuz bir tavır içinde olduğunuz takdirde çocuğunuzun kendilik algısında, özgüveninde ve kişilik gelişiminde bazı sorunlara kendi ellerinizle neden olmanız kaçınılmaz olur” diyor.

Ödüllendirmeyi abartmayın

Nasıl ki kötü karne getiren çocuğa fiziksel ve psikolojik şiddet uygulamamak gerekiyorsa, başarılı bir karne getiren çocuğa da abartılı övgüde bulunmamak ve pahalı ödüllerden kaçınmak gerekiyor. Çocukla başarıya nasıl ve hangi olumlu davranış kalıplarını kullanarak ulaştığı; bu aşamaya gelirken karşılaştığı zorluklar ve bulunan çözüm yollarını konuşarak gelişen becerilerine ve kazanımlarına vurgu yapmak, ebeveyn için en doğru davranış biçimi olarak nitelendiriliyor.


Karneyi ödüllendirirken çocuğu fark etmek, takdir etmek gibi manevi ödüllendirmeleri, çocuğun ihtiyaçlarına uygun, makul maddi ödüllerle desteklemek ruhsal gelişimi için çok daha sağlıklı. Ancak okula gitmenin ve ders çalışmanın onun sorumluluğu olduğu unutulmamalı. “Karnen iyi notlarla dolu olursa sana hediye alırım” şeklinde bir yaklaşım, çocuğun zaten yerine getirmesi gereken ders çalışma sorumluluğunu zayıflatıyor.

Tatilde derslerden tamamen koparmayın 

Yarı yıl tatilinin öğrenciler için sadece dinlenme, eğlenme, televizyon ve bilgisayar başında zaman geçirme olarak düşünülmemesi gerektiğini söyleyen Psikolog Öztoprak, tatil dönemini derslerden tamamen uzak geçirmenin okula dönerken uyum sorununa neden olacağını belirtiyor. Bunun önüne geçmek adına anne ve babaların, çocukları ile beraber uyacakları bir ders planı oluşturmaları gerekiyor. Bu yöntemde dikkat edilmesi gereken en önemli şey, hazırlanan programda ders için ayrılan sürenin dönem içerisindeki saatler kadar yoğun olmaması.

Editör

Sitemizin ilgili kategorilerinde yer almasını istediğiniz haberleri aşağıdaki mail adresi aracılığı ile bize bildirebilirsiniz. (bodrumtime.net@gmail.com)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu