
Denizin büyüsü, yelkenin heyecanı ve Bodrum’un eşsiz ruhu, bu yıl 37. kez Maximiles Black The Bodrum Cup’ta buluşuyor.
20-25 Ekim 2025 tarihleri arasında gerçekleştirilecek organizasyon, “Nesillerce” temasıyla yalnızca bir yarış değil; kültürlerin, dostlukların ve tutkuların kuşaktan kuşağa aktarıldığı büyük bir deniz buluşması olacak.
Türkiye İş Bankası’nın kredi kartı markası Maximiles Black, isim sponsorluğu ile yelkencilerin ve deniz severlerin unutulmaz anlar yaşamasına katkı sağlayacak. Bu yıl ana sponsorlukta Opet, platin sponsorlukta Anadolu Sigorta, Yalıkavak Marina, Four Seasons Hotels İstanbul; gold sponsorlukta ise İş Yatırım, Setur ve Ağanlar Tersanesi yer alacak.
Bu yılki rotaya, tüm katılımcıları en heyecanlandıran yarış rotalarından biri olan Yunanistan’ın Leros Adası da dahil edildi. Yalıkavak – Leros etabında ekipler, hem kıyı seyri becerilerini hem de açık deniz tecrübelerini ortaya koyacak.
Yarış Merkezi İlk Kez Yalıkavak Marina’da
Son 3 yıldır Bodrum Belediye Meydanı’nda kurulan Yarış Merkezi, bu yıl ilk kez Yalıkavak Marina’ya taşınacak. 20 Ekim’de gerçekleşecek kampana töreni ile yarışın startının verileceği Yarış Merkezi’nde, sergiler, denizcilik atölyeleriyle, yarışçılar ve izleyiciler için adeta bir deniz festivali atmosferi yaratılacak.
29 Eylül’de Four Seasons Hotels İstanbul’da gerçekleşen basın toplantısında açılış konuşmasını yapan The Bodrum Cup Organizasyon Komitesi Başkanı Süleyman Uysal;
Bugün, Bodrum’un en önemli denizcilik miraslarından biri olan Maximiles Black The Bodrum Cup’ın 37. yılını gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. Her yıl ekim ayında ülkemizin farklı sektörlerinden öncü firmaların desteğiyle gerçekleşen bu büyük buluşma, sadece bir yelken mücadelesi değil, aynı zamanda ülkemizin en güzel şehirlerinden biri olan Bodrum’un kültürüne, turizmine ve deniz sevgisine armağan edilmiş bir değer.
Bu yılki temamız “Nesillerce”. Çünkü biliyoruz ki, sürdürülebilirlik artık yalnızca çevre için değil, değerlerimizi ve kültürümüzü geleceğe taşımak için de hayati öneme sahip. Yıllardır bizimle yarışan tekneler, nesiller boyu geliştirilerek en iyi versiyonlarına ulaştırılıyor. The Bodrum Cup yarış kategorilerinden biri olan tırhandillerin kökeninin 17. yüzyıla uzandığı düşünüldüğünde nesillerce devam etmiş bu kayık tipiyle bugün The Bodrum Cup’ta yarışmak bizler için bir gurur. Komitemizin eski üyelerinin çocuklarıyla aynı teknede yarışması, bu mirasın kuşaktan kuşağa sevgiyle aktarıldığının en güzel göstergesi. Her yaştan deniz severin aynı yelken altında buluşması, birlikteliğin ve sürekliliğin sembolü oluyor. Bizler 37 yıldır Bodrum için bir değer yaratıyoruz ve bu değerin yarınlara da kalması için çalışıyoruz. Denizin, yelkenin ve Bodrum’un büyüsü gelecek nesillerde de aynı coşkuyla yaşasın istiyoruz.
Sürdürülebilir bir organizasyon için sponsorlarımızın katkısının ne kadar hayati olduğunu bir kez daha vurgulamak isterim. Bizimle yol alan tüm destekçilerimize ve bu mirası geleceğe taşımamıza katkı sağlayan herkese gönülden teşekkür ediyorum.
The Bodrum Cup Onursal Başkanı Erman Aras;
37 yıldır süren The Bodrum Cup, yalnızca bir yelken yarışı değil, Bodrum’un denizcilik kültürünü dünyaya tanıtan bir miras. 1988 yılında bu yarışı hayata geçirirken, bugün burada konuşma yapacağımı ve böyle bir etki yaratacağını tahmin etmemiştim. Ancak geçen yıllar içerisinde görüyorum ki, yaptığınız işe inandığınızda ve çevrenizdeki kişileri de buna dahil ettiğinizde nesillerce sürecek muazzam bir birikim yaratıyorsunuz. Geçen 37 yıl içerisinde Bodrum’da her yıl gittikçe büyüyen bu aileyi görmek, üstelik ülkemizin önde gelen birçok şirketinin de sponsor olduğuna tanık olmak, beni gelecek nesillere dair daha da umutlandırıyor.
Bu yıl da değerli sponsorlarımızla bir araya gelmekten büyük mutluluk duyuyoruz. The Bodrum Cup ile birlikte doğan STS Bodrum Okul Gemisi, bugün hâlâ genç denizciler için ilham kaynağı olmaya devam ediyor ve bizim için en önemli projelerden biri olmayı sürdürüyor. Bu yıl Cumhuriyet’in ilk okul gemisi olan STS Bodrum, geçtiğimiz Haziran ayında Nice Limanı’nda UNOC Konferansı’nın en dikkat çeken teknelerinden biriydi. Bodrum’un değerlerini Akdeniz limanlarına taşıyabilmiş olmaktan son derece mutluyum.
‘Nesillerce’ mottosuyla gerçekleştirdiğimiz bu yılki organizasyonda, Bodrum’un büyüleyici mavi koylarının yanı sıra, rotamıza eklenen Leros Adası da dostluğun ve paylaşımın sembolü olacak. İlk kez Yalıkavak Marina’da kurulacak Yarış Merkezi ise hem denizciler hem de izleyiciler için festival coşkusunu yaşatacak. Tüm katılımcıları bu eşsiz yolculuğa ve Bodrum’un misafirperverliğine davet ediyorum.
Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Sezgin Lüle; “Türkiye İş Bankası’nın kuruluşundan bu yana, ülkenin ekonomik ve toplumsal kalkınmasını desteklemeyi temel sorumluluklarından biri olarak benimsediğini vurguladı. Bankanın bireysel ve toplumsal gelişime önemli katkı sağladığı bilinciyle basketboldan tenise, yelkenden bisiklete ve satranca uzanan yelpazede sporun değişik branşlarına ve spor etkinliklerine destek verdiğini belirten Lüle, spor kültürünün yerleşmesi ve günlük yaşamın bir parçası olmasına katkı sağlamayı hedeflediklerini ifade etti. Bu yıl da The Bodrum Cup’ın isim sponsorluğunu üstlenmekten mutluluk duyduklarını belirten Lüle, “The Bodrum Cup da bu yaklaşımımızın önemli bir parçası. Maximiles Black markamızla üç yıldır sürdürdüğümüz yol arkadaşlığı, her geçen yıl daha da kökleşiyor. Ege’nin eşsiz maviliklerinde yarışan yelkencilerin coşkusuna eşlik ederken; deniz sevgisinin ve çevre duyarlılığının da büyüdüğüne tanıklık ediyoruz. Maximiles Black 37. The Bodrum Cup’ta yarışlara katılacak tüm yelkencilere başarılar diliyorum.” dedi.
Anadolu Sigorta Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Koordinatörü Berna Semiz Ergüntan yaptığı konuşmada, bu yıl 37’ncisi düzenlenen Maximiles Black The Bodrum Cup’ın sekizinci kez platin sponsoru olmaktan duydukları memnuniyeti dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü: “The Bodrum Cup, doğaya duyulan saygının, birlikte hareket etmenin, kültür ve sporun iç içe geçtiği eşsiz bir buluşma. The Bodrum Cup’a verdiğimiz destek, bizim için yüz yıllık mirasımızın ve vizyonumuzun doğal bir uzantısıdır. Anadolu Sigorta, bu sene kuruluşunun 100. yılını kutluyor. 1925’te Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vizyonuyla ve bizzat onun imzasıyla, Türkiye’nin ilk ulusal sigorta şirketi olarak yola çıktık. Burada yalnızca denize açılmıyoruz; aynı zamanda doğayla uyum içinde olmanın, çevreyi korumanın, sürdürülebilir bir gelecek için çaba göstermenin ne kadar önemli olduğunu yeniden hatırlıyoruz. Topluma gönül vermek, varoluşumuzun en kıymetli parçalarından biri. Anadolu Sigorta olarak, ikinci yüzyılımıza adım atarken, temel hedefimiz hep aynı: Topluma değer katmak ve güveni geleceğe taşımak. Maximiles Black The Bodrum Cup da bu hedefin en güzel simgelerinden biri. 37 yıldır büyüyerek devam eden bu organizasyon, aslında hepimiz için bir kültürel mirastır. Biz de Anadolu Sigorta olarak, bu mirasın bir parçası olmaktan onur duyuyoruz.
Opet Sürdürülebilirlik ve Kurumsal İletişim Lideri Gül Altan, bugün burada, Türkiye’nin enerji sektöründeki öncü markalarından biri olan ve sürdürülebilir bir gelecek için tüm faaliyetlerinde insanı merkezine alan bir yaklaşımla hareket eden Opet adına bulunmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Yalnızca akaryakıt sektöründe değil, toplumsal fayda yaratan projelerde de ülkemizin en çok sevilen markası olmanın gururunu yaşıyoruz. Aldığımız birçok ulusal ve uluslararası prestijli ödül, bu çabalarımızın bir göstergesi. Bu çabalarımız, doğayı koruyan, kaynakları sorumlu kullanan, ayrımcılıktan uzak, sevgi ve saygıyı temel alan bireylerin yetişmesine katkı sağlamayı hedefliyor. İşte tam da bu felsefemizle örtüşen bir etkinlik olan The Bodrum Cup’ta, bu yıl da yer almaktan büyük heyecan duyuyoruz. Akdeniz’in en büyük yelken festivali olan Maximiles Black The Bodrum Cup, denizlerin korunması ve sürdürülebilirliğine yaptığı katkılarla uluslararası bir marka haline geldi. Bu organizasyonun, hem Türkiye’nin eşsiz kıyılarını dünyaya tanıtmasına hem de yerel ekonomiyi canlandırmasına olanak sağlaması, bizim için büyük önem taşıyor. Opet olarak, ülkemizin değerlerini ön plana çıkaran ve sürdürülebilir kalkınmasına katkı sağlayan bu tür organizasyonları desteklemeyi bir görev biliyoruz. Yelkencilerimizi şimdiden saran yarış heyecanını hissediyor, kendilerine bol rüzgârlı ve başarılarla dolu bir yarış diliyorum. Pruvalarınız neta olsun! Organizasyonda emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunarım.
Yalıkavak Marina CEO’su Umut Özkan;
“Yalıkavak Marina olarak denizciliğin coşkusunu ve rekabet ruhunu yansıtan bu büyük organizasyonda bir kez daha yer almaktan dolayı son derece mutluyuz. Sadece yelken yarışlarıyla değil, aynı zamanda topluma dokunan sosyal sorumluluk projeleriyle de ön plana çıkan Maximiles Black 37. The Bodrum Cup’ın kampana töreninin ve ardından ilk yarış çıkış noktasının Yalıkavak Marina’da olması bizler için gurur verici. Yalıkavak Marina olarak, ülkemizi uluslararası alanda en iyi şekilde temsil eden ve Türkiye’nin ilk ve tek “5 Platin Çapalı” marinası olarak, bugüne kadar kazandığı çok sayıda uluslararası
ödül ve “Dünyanın En İyi Süperyat Marinası” unvanı ile Türk denizcilik turizmini küresel arenada gururla tanıtmaya devam ediyoruz. Sosyal sorumluluk projelerimizde öncelikle deniz ve doğanın korunması, sürdürülebilirlik ve
yerel toplulukların desteklenmesine önem veriyoruz. Bu yılki yolculuğuna “Nesillerce” teması ile çıkan Maximiles Black The Bodrum Cup’da, biz de denizcilik kültürünü genç nesillere aşılamayı ve sosyal sorumluluk bilincini geniş kitlelere yaymayı amaçlıyoruz. Bu doğrultuda, denizcilik dünyasında genç kuşaklara fayda sağlayan adımlar atmaya devam edeceğiz.” dedi.
Tay Group Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Toprak, “Four Seasons İstanbul olarak The Bodrum Cup’a ilk olarak 2018’de, organizasyonun 30. yılında sponsor olmuştuk. O günden beri birlikte yolculuğumuzu aralıksız sürdürmenin gururunu yaşıyoruz. Organizasyonun 37. yılında da desteğimizi sürdürmek bizim için, yalnız yelken sporuna değil; Bodrum’un kültürel mirasına ve denizcilik ruhuna katkı sağlamak açısından da kıymetli. ‘Nesillerce’ mottosunun da ifade ettiği gibi bu değerli mirası gelecek kuşaklara aktarmayı en önemli sorumluluklarımızdan biri olarak görüyoruz.”
Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci, 37 yıldır bu heyecanı yaşatan Bodrum’un derin maviliklerine hayat veren denizcilerimize, tersanelerimizde ömrünü ahşap tekne geleneğine adayan ustalarımıza, yelken tutkusunu hiç kaybetmeyen yarışçılarımıza ve her yıl büyük özveriyle çalışan The Bodrum Cup Organizasyon Komitesi’ne teşekkür ederek sözlerine başladı. Başkan Mandalinci konuşmasının devamında şu sözlere yer verdi: “Ben The Bodrum Cup’ı ‘Bodrum’un Denize Açılan Kimliği’ olarak görüyorum. Çünkü Bodrum, tarihi boyunca hep denizle yaşamış, denizle büyümüş bir kenttir. Halikarnas Balıkçısı’nın satırlarından mavi yolculuklara, süngercilerimizin cefakâr yolculuklarından gulet ustalarımızın emeklerine kadar bu toprakların hafızası, hep denizle yazılmıştır. Ve bugün The Bodrum Cup, bu hafızayı canlı tutarak geleneklerimizi, kültürümüzü ve yaratıcılığımızı dünyaya tanıtan en önemli denizcilik kentidir. Nesiller boyu yaşayan bir kültür olan bu yıl “Nesillerce” mottosuyla yola çıkan The Bodrum Cup, bize bir kez daha şunu hatırlatıyor. Denizcilik yalnızca bir spor değildir. Denizcilik, kuşaktan kuşağa aktarılan bir kültürdür. Ve yine Bodrum Ticaret Odası’nın çabalarıyla; Bodrum Guleti’nin ‘Coğrafi İşaret’ kazanması, yalnızca bir teknenin değil; bir yaşam biçiminin, bir kültürün tescillenmesidir. Ziya Güvendiren’den Çolak Erol’a, Uğur Susam’dan Mercan Mehmet’e, Dede Hüseyin’den Mesut Öztabak’a, Mehmet Özyurt’tan Ziya Tünay’a, Dede Hüseyin’den (yıllıkçı) Harhar İbrahim’e kadar… adlarını sayamayacağımız nice ustalarımız, emeğin ve ustalığın mirasını geleceğe taşımışlardır. Onlar, yalnızca tekneler inşa etmemişlerdir; aynı zamanda Bodrum’un ruhunu ahşapta, tuzda, rüzgârda, mavide yoğurarak geleceğe armağan ettiler. Guletlerimizle, tırhandillerimizle, ayna kıçı tipi teknelerimizle Ege’nin Zefiryasında; dostluğa barışa, sevgiye ve umuda bir kez daha birlikte yelken açacak olmanın mutluluğu inanın çok başka. The Bodrum Cup için şunu söyleyebilirim; Dostluk ve barış manifestosudur. Bu manifesto; bu yıl Yalıkavak’tan Leros’a, Leros’tan Bodrum’a uzanacak etaplar bize Ege’nin iki yakasının aslında tek bir deniz olduğunu yeniden hatırlatacaktır. Yelkenlerimiz yalnızca rüzgârla değil; dostluk, barış, sevgi ve umutla dolacaktır. Ve tabiki The Bodrum Cup sayesinde Bodrum’un adı yalnızca Türkiye’de değil; Akdeniz’in ve dünyanın denizcilik takviminde saygın bir marka olarak anılmaktadır. Bu bizim için yalnızca bir spor başarısı değil; aynı zamanda Bodrum’un uluslararası kültür diplomasisinin en güçlü aracıdır. Biliyoruz ki Bodrum’un markası, güneşin batışında, guletlerin gölgesinde, rüzgârın yelkenle buluşmasında gizlidir. Bu marka, sürdürülebilirlik, kalite ve özgünlük üzerine yükselmektedir. Bu büyük organizasyona emeğini koyan komiteye, denizcilerimize, ustalarımıza, sponsorlara ve Bodrum’u denizcilik bayramına dönüştüren herkese yürekten teşekkür ediyorum.”
Paylaşmanın ve Dayanışmanın Yarışı
Maximiles Black The Bodrum Cup, sadece rekabetin değil, paylaşma ve dayanışmanın da adresi olacak. Nesillerden nesillere aktarılan bu miras, genç yelkencilerle ustaları aynı denizin üzerinde buluşturacak.
37. Yıl Rotası
- 20 Ekim: Kampana Töreni – Yalıkavak Marina
- 21 Ekim: Yalıkavak – Yalıkavak
- 22 Ekim: Yalıkavak – Leros
- 23 Ekim: Leros – Leros
- 24 Ekim: Leros – Bodrum
- 25 Ekim: Bodrum – Bodrum / Ödül Töreni – Ağanlar Tersanesi