10 Ekim’e Kadar Gezilebilir

Bodrum iş hayatının tanınmış simalarından Başar Selbinçek ve Ali Dülger ortaklığıyla yaz başında hayata geçirilen YU; Bodrum ve İstanbul’da turizm ve hizmet sektöründe faaliyet gösteren mekânın, marka ve iletişim direktörü Zeynep Göztepe koordinasyonuyla, sanatın bazen duvarda, bazen bir dansın ritminde, bazen de bir gün doğumunda ya da gün batımında var olduğuna inanılarak tasarlandı.
Amacımız, Bodrum’un özgür ruhunu evrensel sanatla buluşturmaktı. YU çatısı altında var olan YU ART, paylaşımın, ilhamın ve yaratıcılığın hayatın her anına yayıldığı bir buluşma noktası oldu.
Bu heyecanla ilk sergimiz, sanatçı Gökçe Çelikel’in 8. kişisel sergisi Feminine Mystique’i duyurmaktan mutluluk duyuyoruz.
Sergi ismini, 1963 yılında yayınlandığında büyük ses getiren Betty Friedan’ın Kadınlığın Gizemi kitabından alıyor. Eser, ikinci dalga feminist hareketine öncülük eden bir kaynak niteliği taşıyor.
Sanatçı Gökçe Çelikel, cinsiyet kimlikleri ve “Kadın Gizemi” üzerine uzun yıllardır çalıştığı tekstil ve nakış işleme eserlerini Bodrum’da YU ART’ta ilk kez izleyicilerle buluşturuyor.
Geleneksel olarak kadınlara atfedilen el, dokuma ve boncuk işleme gibi uzun soluklu emek işçiliğini çağdaş, feminist, mizahi ve albenili bir bakış açısıyla gündeme getiriyor. Odysseia destanındaki Penelope’un bitmek bilmeyen el işçiliği gibi, sabır ve itaatle birleşen feminen zanaati güçlü bir metafor olarak kullanarak “ikinci cinsiyet”e* hak ettiği saygı duruşunda bulunuyor.
Bodrum’un dişil enerjisini amorf ve organik formlarla cesurca vurgulayan YU, sanatçıya şaşırtıcı ve ilham verici bir sergi kurgulaması için meydan okuma olanağı sağlıyor. Çoğunluğu yuvarlak ve oval formlardan oluşan eserler, in situ yerleştirmelerle galeri duvarlarının sınırlarını aşarak; günün her saati farklı bir şekilde yaşanan, hem düşündüren hem eğlendiren, hem besleyen hem de gün boyunca değişim gösteren ışığıyla unutulmaz yaşam deneyimleri sunan bir mekânda buluşuyor.
Mekânın mimari detayları ile sanatçının kişisel yaşanmışlıkları paralel bir denkleme yatırılıyor. Anka kuşu gibi küllerinden tekrar tekrar doğan Bodrum’da, unutulmaz, heyecan verici fakat kısa süren bir yaz tatil beldesinin buruk tat bırakan anıları hatırlatılıyor.
“Sunrise in Bodrum”, katman katman tarihi içinde barındıran bu mekânda, gerçek bir yaşanmışlığın hoş bir melankolisinin izlerini taşıyor. Sabahın ilk saatlerinde güneşin doğuşuna, kumsalda denizin dalgalarının yumuşak sesleri eşliğinde tanık olmak, Bodrum ruhunun olmazsa olmazlarından değil midir?
*Simone de Beauvoir